ђคг๒เ ๔єlย
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ђคг๒เ ๔єlย


 
AnasayfaKapıLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Seri Katillerin Ceset Parçalama Takıntısı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
nana
nana
nana
nana


Kadın
Mesaj Sayısı : 213
Yaş : 33
Nerden : Fransa
İş/Hobiler : ogrenci
Lakap : nana
Ruh halleri : Seri Katillerin Ceset Parçalama Takıntısı Oylesi10
<b>Takım</b> : Seri Katillerin Ceset Parçalama Takıntısı D1e2ee3fede4072d5e25570324a07802
Kayıt tarihi : 04/11/08

Seri Katillerin Ceset Parçalama Takıntısı Empty
MesajKonu: Seri Katillerin Ceset Parçalama Takıntısı   Seri Katillerin Ceset Parçalama Takıntısı Icon_minitimePaz Kas. 09, 2008 2:43 pm

SERİ KATİLLERİN CESET PARÇALAMA TAKINTISI

Psikiyatr ve kriminoloji uzmanı olan Louise Coldren’in seri cinayetler
işleyen katiller hakkında yazdığı birçok eser vardır. Son kitabı olan
‘Seri Cinayet İşleyen Katiller ve parçalama’ da, yıkma kavr¤¤¤¤¤
eğiliyor ve oradan da bu tür katillerdeki diğer bir temel eğilime
yaklaşıyor: teşhircilik. Coldren teorisini Polaroitli Katil olayına
uyguluyor.
Seri cinayet işleyen katillerin(1) yüzde 77’si kurbanın bedenini kesme
veya parçalama yöntemi kullanır. ‘Minneapolis Kemikçisi’ denilen Nat
Sheridan öldürdüğü fahişeleri parçalayıp kemiklerini çıkarıyordu.
‘Mobile Sütçüsü’ Condrad Bercovitch, kurbanlarının organlarını eski
sevgililerinin evlerine bırakıyordu. Katil işi parçalamaya kadar
vardırmasa da genel olarak kurbanın bedenine öfkeyle saldırır: (2)
gözlerini oyar, kulak veya parmaklarını keser; cinsel organlarını
doğrar v.b.
Bu özellik nasıl açıklanabilir? İlk açıklama, bu katil tipinin
psikolojik olarak dayanıksız, şiddete başvuracağı önceden
kestirilemeyen ve önüne geçilemeyen bir kişi olduğu şeklinde yapılır.
Katilin böyle anlarda kontrolünü kaybettiği ve işi aşırılığa vardırdığı
söylenir. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu açıklama gerçeğe dayanmayan
kolaycı bir açıklamadır: katillerin gayet sakin, zeki ve eylemlerinde
son derece bilinçli kişiler olduğu artık biliniyor. Bu teori aynı
zamanda başka temel bir sorunun da gözden kaçmasına neden olur: seri
cinayet işleyen katil mantığını kaybeden biriyse, neden daha korkunç
şeyler yapmıyor da sadece kurbanının bedenini parçalıyor?




PARÇALAMA DOĞAL SÜRECİN İNKARIDIR

Bu yoldan giden bazı New Yorklu psikiyatrlar, seri cinayet işleyen
katiller üzerine araştırmaları kararlı bir biçimde ilerletti. Seri
cinayet işleyen katil meramını öldürerek anlatır. Normal bir kişinin
düşünsel alanda üretimine, toplumsal ilişkilerine, sanata vs kanalize
edebildiği arzularından ve yoksunluklarından, seri cinayetler işleyerek
kurtulur. Bu varsayıma göre, cinayetteki ayrıntıları, katilin kendini
diğer insanlara ifade etmesi olarak kabul edebiliriz. Peki bu koşullar
altında parçalama ne anlama gelmektedir?

Bize göre parçalama, doğal sürecin bir inkarını oluşturmaktadır. Katil
kendini, insanı yaratan büyük mimarın yerine koyar ve kendi yaptığı işi
herhangi bir biçimde bozar. Yıkarak ya da daha doğrusu, yapılanı
yıkarak yeni bir şey yaratmaktadır. Bu varsayım ilgililerin
açıklamalarıyla da doğrulanmaktadır. Örneğin Nat Sheridan neden
kurbanlarının kemiklerini çıkardığını soran yargıca şu yanıtı vermişti:
‘Bu kadınlar, Sayın Yargıç, günahkardı, göklerin krallığına asla
giremezlerdi. Tozun toza dönüşeceği deyimini bilirsiniz. Onların
iskeletini ufaladım, onları toza dönüştürdüm, yaptığım budur, Sayın
Yargıç, yaptığım budur, onları toprağa geri verdim ve o zaman Tanrı’nın
sağına oturdular’ (3) 1986’da Phoenix bölgesinde yedi eşcinselin
bacaklarını kesen Matthew Russell da aynı şekilde şunu söylemişti:
‘Onlar (kurbanlar) ayakta durmayı hak etmiyordu.’ Katil yaptığı işi
bozar, çünkü ya yaptığı iş onu tatmin etmemiştir ya da onu ezen
Tanrı’yı küçümsemektedir. (4) Ne olursa olsun, ruhsal gerginliğin
giderilmesi için yıkma dürtüsünden çok, yapılmış olanı yıkma
dürtüsünden söz etmek akla daha uygun olur.

Bu eğilim, Polaroitli Katil’de çok net bir biçimde göze çarpıyor.
Kurbanlarının farklı organlarını kesmesi, kendi gücünü bir biçimde
kanıtlama olarak yorumlanmalıdır: Polaroitli Katil, herhangi bir organı
alıp götürme gücüne sahip olduğunu göstermektedir. Ruhsal
gerginliklerine katlanamamakta, onları yönetmektedir. Otopsi sonuçları
da bir organı kesme eyleminin, öldürme eyleminden önce yapıldığını
göstermektedir. Katil, anestezi altındaki kurbanının bu organ olmadan
birkaç dakika yaşayabileceğini elbette bilerek eyleminin tadını
çıkarmaktadır.



SONRA NE OLACAK ENDİŞESİ

Teknikleri ve hareketlerinin ötesinde seri cinayet işleyen katilleri
birleştiren bir patoloji varsa o da teşhirciliktir. Cinayet karanlıkta
işleyen katil her şeyden önce reklam ışıklarını arar. Büyük bir
çoğunluğu suçlarını ve gerekçelerini hiç zorlanmadan itiraf eder;
istisnasız hepsi de eylemlerini anlatan gazete küpürlerinin
koleksiyonunu yapar. ‘Davenport Kasabı’ adıyla ün yapmış olan Harry T.
Gozzen, derisini yüzdüğü kızların can çekişmesini filme alıyordu. Onu
evinde tutuklayan polislere bu kasetleri hiç zorluk çıkarmadan verdi.

Bu ‘sonra ne olacak’ endişesi aynı zamanda katilin sonunda neden
yakalandığını da açıklar. Birkaç ayın sonunda da sadece takma bir
isimle tanınıyor olmaktan sıkılacaktır; medya ona basit bir psikolojik
durum ve asla doğru olmayan dürtüler yakıştırmıştır. Öyle bir an gelir
ki onu boğmakta olan adsızlığı kırmak ve halka kendini anlatmak ister.
Tedbiri elden bırakır, avlarını seçerken daha az titizlik gösterir veya
son işlediği cinayet yerine geri gider: bilinçsiz olarak yakalanmak
ister. Sanıldığının aksine seriye son veren polis değil, katilin bizzat
kendisidir. Nasıl yakalanacağını da kendisi tasarlar, hatta kimileri
bir basın toplantısı bile düzenler. (5)
Demir parmaklıkların arkasına geçince, röportaj vermeyi kabul eden,
anılarını yazan ve savcının sorularını kaçamaksız yanıtlayan normal bir
insan gibi davranır. Yaptıklarından seyrek olarak pişmanlık duyar ve
durumdan hemen hemen hiç şikayet etmez. ‘Dakota Canavarı’ Robin Smight
kendisini elektrikli sandalyeye mahkum eden karar okunduğunda sanki o
an infaza götürülecekmiş gibi üzerine ne giyeceğini soruşturmuştur.

Polaroitli Katil aşırı gelişmiş teşhirciliğin tüm belirtilerini
gösteriyor. O öldürmüyor, cinayetlerini sahneye koyuyor. Eski bir ralli
sürücüsü olan yapboz oyuncusunun cesedini San Francisco’da parka
bıraktığı arabanın direksiyonuna yerleştiriyor. Edmunson’daki
kurbanını-sağ bacağını kestikten sonra- topa vurmaya hazırlanan bir
futbolcunun pozisyonuna getirip öyle bırakıyor. Detroit’te, Charles
Wallerstein’ın asistanının sağ kolunu kesiyor ve bir çukura atmadan
önce onu yamaca tırmanan bir dağcı konumuna getiriyor. Bu oldukça
ürkütücü mizansenlerin iki hedefi var: bu tür gösterileri çok seven
medyanın ilgisini çekmek ve hayal gücünden yoksunluklarını simgesel
olarak kınadığı öteki katillere kendini göstermek.

Polaroitli Katil’in cezasız kalma kaygısı ile keşfedilme arzusunun bir
karışımı olan teşhirciliğin esas göstergesi, kurbanlarının cebine özel
olarak bıraktığı fotoğraflarla eylemine imzasını atmasıdır. Her yeni
kurbanda kendi resminin bir parçasının, gazetelerde çıkmasının
sevincini yaşıyor. Seri cinayetler işleyen tüm katillerin düşünü
gerçekleştiriyor: fotoğrafı yayınlanıyor ve o hala serbest.
Bununla birlikte katilin kimliğini saptamak için henüz çok erken: iki
bacak ve bir kol robot resmini yapmak için yeterli değil ama cinayetler
zincirinde Polaroitli Katil’in çevresindeki kıskaç daralıyor. Aynı
zamanda hem polisi küçümsemekten memnun hem de bilinçsiz oalrak
yakalanmayı arzulayan katilin durumu bundan daha iyi nasıl açıklanır?

Polaroitli Katil’i yakalama şansı var mı? Eğer planını uygulamaya devam
ederse, sıra yüzüne gelene kadar birkaç fotoğraf daha gerekiyor, bu da
kuşkusuz onun hemen yakalanmasına yol açacak. Bu durumda sorulacak tek
bir soru kalıyor: bundan önceki eylemlerini sahneye koyduğu gibi,
tutuklanmasını da sahneye koyacak mı?


1. FBI’nin terminolojisine göre seri cinayet işleyen katil ‘Modus
operandi (benzer yöntemlerle) işlenmiş en az iç cinayetten sorumlu olan
kişi’dir. Bununla birlikte kriminologlar, özellikle de psikiyatrik
patoloji eğitimi almış olanların üzerinde gitgide daha fazla ısrar
ettikleri görüşe göre, bu katiller eylemlerine bir son vermeyi asla
düşünmezler. Bu görüşü ilerletecek olursak, seri cinayet işleyen
katilin esas niteliği, yakalanana kadar aynı suçu tekrarlamaktır. Bu
makalede bu konuya tekrar döneceğiz.
2. Seri cinayet işleyen katillerin en çok kullandıkları silah olan
bıçak ve balta, ateşli silahların çok üstündedir. ABD’de işlenen seri
cinayetlerde bu silahların kullanılma oranı dörtte üçten fazladır.
3. Sheridan Davası’nda L. T. Bullow’un duruşma tutanaklarından.
4. Kriminolog John N. Popwell, 1974-1982 yılları arasında Teksas
Eyaleti’nde mahkum olmuş, seri cinayet işleyen yirmi altı katilin
aileleriyle görüştü. Böylece, seri cinayet işleyen katillerin
psikolojik gelişmelerinde dini eğitimlerinin belirleyici etken olduğunu
gözler önüne serdi. Yirmi altı denekten on beşi Pazar günleri
gördükleri dini eğitimi ergenlik yaşlarından sonra da sürdürmüştü.
5. Bazen ikisini birden yapanlar da vardır. En ünlü örnek
‘Sasktatchewan Oduncusu’ Rudolph Markham’ın işlediği on dört cinayeti
yerel bir radyo istasyonundan itiraf etmesidir













Seri Katillerin Ceset Parçalama Takıntısı User_offline












Seri Katillerin Ceset Parçalama Takıntısı Quote
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://harbidelu.yetkin-forum.com
 
Seri Katillerin Ceset Parçalama Takıntısı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ђคг๒เ ๔єlย :: Korkunç;video,yazi ve resimler-
Buraya geçin: